ŞEYH HALİD’İN YILDIZI PARLIYOR
Halid, Bağdad-i olarak Süleymaniye’ye geri döndü. Artık Osmanlı koruması altındaydı. Karşıtları yandaşlara dönüştü. Bir anda yıldızı parladı, öyle parladı ki, hem Anadolu hem de Orta Doğu’dan görülecek kadar. Işığın ulaştığı yerlerden biri de Kafkaslar oldu. Kafkas Kartalı Şeyh Şamil dahi Mevlana Halid-i Bağdadi’nin peşinde gitmeye başladı. Yetiştirdiği halifeler dört bir cepheye yayıldı; kimi İstanbul, kimi iç Anadolu, kimi Suriye’ye…
Bu büyük ışık, Halidiye risalesinin satırlarına şöyle yansıdı;
‘ŞEYH HALİD IŞIĞI YAYILIYOR’
“Vali Mevlana Halid’e sahip çıkar, onu tenkit edenlere engel olur ve bir süre sonra da Süleymaniye’ye uğurlar. Mevlana Halid hazretlerininin dergahına insanlar akın akın gelir. Alşimler, cahiller; komutanlarvaliler; abidler, zahidler, tacirler ve daha niceleri… O üzerinde taşıdğı sadat-ı kiramın nurları ile etrafa nur yayar, Hindistan’tan alıp getirdiği mana aleminin ışıklarını ta İstanbul’a kadar ulaştırır.
Sonra bu ışık gittikçe yayılır; Şam ve civarı, Anadolu toprakları, Kuzey Irak, İran’ın kuzeybatısı, Kuzey Kafkasya onunla ve onun geride bıraktığı halifeleriyle yetişdirdiği kamil mürşidlerle dünyanın dört bir yanı aydınlanır. Mevlana Halid hazretleri 9 Haziran 1827 tarihinde Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuşur. Allah Teala ona rahmet eylesin(11).
Süleymaniyeli Halid’den Mevlana Halid-i Bağdadi Nakşibendi Hazretleri’ne geçişin kısa öyküsü işte budur…